Benan Usul
Herkese Yunanistan projesinin 2. Ayağı olan Almanya Baitz’dan selamlar !
2020 yılında kurduğum Berlin’i görme hedefinin sadece 1 yıl sonra 2021 yılında bir de Covid-19 pandemi döneminde gerçekleşeceğini nereden bilebilirdim. Bunun için başta ANKA Gençlik Derneği’ne teşekkür ederim. Projelere gidecek adayların seçiminde izledikleri yoldaki anti-nepotizm anlayışlarındaki dürüstlüklerinden hiç şüphem yok. Çünkü ANKA Gençlik Derneği sayesinde gittiğim projelerden önce kendilerinden kimseyi tanımıyordum bile. Projeler sayesinde tanıştım, iyi ki de tanışmışım. İlgileri, sorularımıza hemen cevap vermeleri ve daima yardımcı olmaya çalışma istekleri üst düzeydeydi. Ne sorunumuz olursa olsun anında cevaplanarak çözüme kavuşturuldu.
Berlin Brandenburg yolcusu kalmasın!
Size tüm dürüstlüğümle söyleyebilirim ki 1 hafta boyunca heyecandan uyuyamadım. Uçakta bile ara sıra kalbim hızlı hızlı atıyordu. 2.5 saatlik bitmeyen bir yolculuk . Havada ki yolculuk bitti de havalimanı içindeki bekleyişimiz bir türlü bitemedi. Peki neden? İner inmez öğrendiğimize göre havalimanında yangın çıkmış . Ve bütün havalimanını tahliye etmişler. Tabi bunları uçak içinde gelen bilgilere göre öğreniyoruz. Almanlar her zaman ki gibi aşırı kuralcılar bir yer de çıkan bir yangın için neden tüm havalimanı tahliye edilir ki? 2.5 saat içinde uçak içinde bekledik. Bu süreç aşırı sıkıcı idi. Ayrıca Berlin’i gezmek istiyorduk Sena ile o da yalan oldu maalesef bu talihsiz olay yüzünden. Sena projenin 1. Ayağı Yunanistan’da tanıştığım şimdilerde baya samimi olduğum canım arkadaşım. Birlikte bu projede de devam ediyoruz. Çok iyi bir yol arkadaşı. İyi bir rehber ve her şeye hemen uyum sağlıyor. Sonunda birlikte Berlin’e gidebiliyoruz. Yolda giderken birbirimize Mercedes’in binalarını göstermeler, gördüğümüz taş binaları Harry Potter’ın okuluna benzetmeler derken tren yolculuğumuz bitiyor. Ama o da ne?Hava 15.30 da kararmaya başlamış. Önce havanın yağmur yağacağından karardığını düşünüyorum sonra ne yağmuru ortada yağmur falan yok Kuzey’de yer aldığından gün erken kararıyormuş. Moraller iyice düşüyor yine de gezmeye devam ediyoruz. Çünkü Berlin’deyiz. Allah bilir bir daha ne zaman bu fırsatı yakalayacağız da göreceğiz bu güzelim nehir dolu şehri.
İnternet sorunu yaşıyoruz. Türkiye’de kafelerde meydanlarda rahatça bulabileceğiniz internet burada kolay ulaşılamayan bir araç. Ya da bize mi öyle denk geldi bilemiyoruz. Ama tren istasyonlarının bazıları internete sahip. Maalesef bizim yol üstünde hiç yoktu. Sora sora yol bulmaya çalıştık. Bize denk gelenler İngilizce de bilmiyordu. Çok ilginç. Bu kadar çok uluslu bir şehir olup insanların aslının (bizim karşılaştıklarımız) Rus, Fars, Arap olup dünya dili olan İngilizce’yi bilmemesi. Almanların bize denk gelenleri de bilmiyordu. Ya da bilmezlikten mi geldiler bilemiyorum haha. Tabi ki şaka yapıyorum çünkü herkes dil bilmese bile yardımcı olmayan çalışan kişilerdi eminim dili bilselerdi çok daha rahat anlaşırdık. Peki biz nasıl anlaştık? Hiç hiç sormayın. İngilizce sorup Almanca yanıt alarak. Orada bir süper güç gelmiş olsa gerek denilenlerle yolumuzu bulduk. Aldığım Almanca derslerimi işe yaradı yoksa gerçekten süper güç mü çalıştı seçemiyorum.
4 vasıta değiştirerek Baitz’a varıyoruz. Baitz köy aslında. Oda arkadaşım Franca, Elon Musk’ın Berlin’e fabrika kurma girişimini anlatıyor. Meğersem Elon Musk Berlin’e fabrika kurmaya karar vermiş ve Baitz Berlin diye fabrikanın temellerini buraya atmışlar. Tabi Elon Musk şok haha. O anlatırken gülmekten çenem ağrımıştı. Baitz o kadar köy ki hiç fotoğrafı olmadığı için genelde projelere Berlin fotoğrafları koyuyorlarmış. Bu da size 2. bilgi olsun. Tabi bana bunları Almanlar söylediler.
Bir kreşte kaldık ama düşünmeden de edemedik. Bir kreş bu kadar güzel olur mu! Keçi, tavşan, kedi her hayvandan vardı arka bahçesinde. 10 öğrenci mevcutlu bir kreş için çok iyi bir olanak hayvanlarla böylesine iç içe olmaları. Öğlen uykusu için genişcecik yataklar. Uyanırken 3 saat de uyusak 8 saat de uyusak hep dinç kalkıyorduk havası da öylesine temiz. Resmen akciğerlerime oksijen depoladım.
Eğitim yine dolu dolu geçti. Artık samimiyetin içimize işlediği Yunanistan’dan süregelen arkadaşlıklarımızla 2 ay sonra yine buluştuk. Tanıdık yüzler ve aynı sıcak ortam. İçeriği ağır bir programdı en beğendiğim kısmı günlük hayatta bir kadın olarak aslında ne kadar sorumluluk yüklendiğinin bize hatırlatılması idi. Artık o kadar normalleştirmişim ki bana sıradan şeyler gibi gelmeye başlamışlardı. Oysaki gelişmiş ülkelerde bile kadına yüklenen algı aynıymış ve değişen hiçbir şey olmadığını görmeme ve öğrenmeme yardım etti bu proje. Tabi bazı sorumlulukların sadece Türkiye’de yüklendiğini pas geçmemek gerek. Yine de bir kadın olarak maruz kaldıklarımıza başka diyarlardan da destek görmek mükemmel. Sorunlarla yüzleşirken tek değiliz ve empati kurmadan bizi anlayabilecek bu durumları çoktan deneyimlemiş kişiler var.
Yine unutulmaz bir ‘excursion day’ yaşandı. Uzun zamandır bu kadar içten gülüp eğlenip seratoninlere doyamadığım bir gün olmamıştı. Türk ekip çok güzel kaynaştı ve mükemmel bir arkadaşlığa imza attık. Hala aklımda o güzel günün anıları var. Ben ANKA’yı ve ülkemi temsil edeceğim diğer projeler için çok heyecanlıyım. Umarım diğer projelerde yine böylesine güzel deneyimlerin paylaşıldığı bir ortam oluşur. Herkes sağlıcakla, koronadan uzak kalsın!