Merhabalar ben O. Can YILMAZDOĞAN, turizm alanında bir akademisyen ve proje uzmanıyım.
ERASMUS+ kapsamında Nea Makri/Yunanistan’da “Filling Gaps” isimli ve 2020-2-FR02-KA105-017766 kodlu proje için çağrıya çıkıldığını gördüğümde oldukça heyecanlandım ve başvurumu yaptım. Gönderici organizasyon olan ANKA Gençlik Derneği sayesinde başvurumu gerçekleştirdim ve başvuranlar arasından seçilecek kadar da şanslı olduğumu öğrendiğimde keyifle hazırlıklarımı yapmaya koyuldum. Proje kapsamında sekiz farklı ortak ülkeden katılımcılar Yunanistan’ın küçük ama sevimli şehirlerinden biri olan Nea Makri’de 13.01.2022 – 21.01.2022 tarihleri arasında bir araya gelecekti. Ancak Türkiye’den katılacak ve üç kişiyle sınırlı olan katılımcılar olarak biz bile daha bir araya gelmemiştik. İlk buluşmamız Sabiha Gökçen Havaalanı’nda oldu, sonrasında proje katılmak üzere Atina’ya uçuşumuzu gerçekleştirdik.
Atina’dan Nea Makri’ye geçerken transferimiz sorunsuz oldu. Hatta havaalanında Fransa’dan ve Hollanda’dan gelen diğer katılımcılarla da tanışmış olduk. Projeye Yunanistan’dan katılımcıların yanı sıra Türkiye, Romanya, Fransa, İspanya, Litvanya, Slovakya, Bulgaristan ve Polonya’dan da gelen kişiler vardı. Proje öncelikle bu farklı gruplardan gelen insanların tanışması ve kaynaşması için “buz kırıcı” olarak ifade edilen keyifli oyunlar ve etkinliklerle başladı. Filling Gaps adlı projenin odağında, özellikle COVID19 salgını nedeniyle, dünya çapında yaygınlaşan bir işsizlik sıkıntısına ve özellikle gençler arasında bu nedenle oluşan karamsar tabloya dijital öğrenmenin ve girişimciliğin aracılığıyla olası çözümler sunulabilmesi vardı. Bu odağa yönelik olarak projenin amacı, gençleri “Design Thinking” yani “Tasarım Düşüncesi” yöntemiyle dijital girişimcilik yetkinlikleriyle donatabilecek ve onların dijital girişimcilik becerilerini geliştirmelerine fayda sağlayabilecek fikirleri sunmaktı. Bu amaç doğrultusunda öncelikle tasarım düşüncesi yönteminin ne olduğu ve nasıl kullanılabildiği açıklandı. Ancak her adımda hem odaklanmayı hem verimliliği artırabilecek eğlenceli faaliyetlere yer veriliyordu. Bu açıdan aslında öğrenmenin ve öğretmenin daha çok tek kanallı ve geleneksel yöntemlerle bir anlatıcıdan dinleyiciye geçmesi yönteminden ziyade, katılımcı ve yaratıcı düşünmeyi teşvik edici şekilde sağlanması oldukça önemliydi. Devamında ise oluşturulan takımlar oldukça yaratıcı fikirler geliştirdiler ve projenin sonunda bu fikirlerin sunumunu yaptılar.
Projenin çalışma safhası oldukça yoğundu ancak dünyanın farklı yerlerinden gelen insanlarla kaynaşma, yakın arkadaş olma olanağı sunması da ayrıca güzeldi. Bu tip projelerde kurulan dostluklar sayesinde dünyanın çeşitli ülkelerinde ve çeşitli şehirlerinde insanın birer evi, özlediği dostları olduğunu bilmesi bile dünya vatandaşı olabilme noktasında atılmış oldukça önemli bir adım. Yunanistan’daki bu faydalı projede unutamayacağım en öne çıkan anımın ise, Ocak ayında buz gibi havaya rağmen bir anda kendimizi denizde kulaç atarken bulmamız olduğunu söyleyebilirim. Bu proje sayesinde yeni dostluklar, yeni deneyimler edindim, yeni şeyler öğrenirken bildiklerimi de paylaşabilme olanağı yakaladım. Tüm bunlara aracı oldukları için hem ANKA Gençlik Derneği’ne hem de Coconutworks’e teşekkürü borç bilirim. Umarım sonraki etkinliklerde yine yollarımız kesişir.