Merhabalar! Ben Hüsameddin KÖSE, İstanbul Piri Reis Üniversitesinde Uluslararası işletmecilik ve Ticaret öğrencisiyim. Sizlere İspanya/Malaga ‘da katıldığım ‘Think Global, Act Local’ konulu proje hakkında deneyimlerimi aktarmak istiyorum.
Hiç bitmesin istedim, hayatıma orada devam etme şansı sunsalar kabul ederdim diyebilirim. Öncelikle, katılmış bulunduğum projenin konusu “Think Global, Act Local” idi. Yaptığımız workshoplar ve etkinlikler ile adım adım iyi bir girişimcinin sahip olması gereken özellikler bizlere hatırlatıldı ve eksiklerimizin farkına varılmasına yardımcı olundu. İyi bir girişimin desteklenebileceği noktalar ve bu destekleri bulabilecekleri yerler ile gün be gün hiç bilmediğim konular hakkında bilgi sahibi oldum. Sonrasında, yaptığımız grup çalışması ile ürettiğimiz yaratıcı bir düşünce fikrini, “Global Thinking” methodları ile destekledik. Takım çalışması yeteneğimizi destekleyen bu projede, aynı zamanda sunumlarımız ile topluluk içi konuşma becerimiz de ilerleme gösterdi. Workshoplar içerisinde hem birbirimizi tanıma fırsatı bulduk hem de iş planlama deneyimleri edindik.
Gittiğimiz yer, İspanya’nın Malaga şehrinin bir ilçesi olan ‘Fuente de Piedra’ bölgesiydi, bana ülkemizden Anadolu kasabalarını hatırlattı. Yaz ayında gitmemizin de etkisiyle sakin bir yerdi, çünkü İspanya’nın güneyi yaz aylarında çok sıcak oluyor, ancak kesinlikle görülmeye değerdi. Uğradığımız her yerde, biz turistleri güler yüzle karşıladılar ve bizleri çok iyi misafir ettiler. Kaldığımız proje alanı ise beklentimin çok üstündeydi, yemekler ve kahve arası atıştırmaları çok lezzetliydi.
Kültür gecesi etkinliğinde lokum ve pişmaniye gibi
yöresel lezzetlerle dolu Türk masası, en çok ilgi görülen ve beğenilen
masalardan biri oldu. Etrafa baktığımda ise, gördüğüm ilk şey birbirimizden ne
kadar farklı olsak da aslında hepimizin ne kadar benzer olduğumuzdu. Kültürler,
diller değişse bile hepimizin bir arada harmoni içinde mutlu olduğumuz gerçeği,
aslında nefretin insana değil politikaya ait bir kavram olduğunu anladım.
Hepimizi birbirinden ayıran farklılıklar bizlerin arasında uçurum yaratmaktan
öte bizleri bir araya getiriyordu. Aynı zamanda, Balkan ülkelerinin birbirine
ne kadar benzediğini görmek de tarih ortaklığının kültürel benzerlik üzerindeki
etkisini göstermiş oldu. Sırayla bütün masalara uğrayarak her şeyin adını,
içeriğini öğrenerek tatlarına baktım. Bunun yanında bütün katılımcılar her
projelerde en iyi masanın hep Türk masası olduğunu söylediler. En fazla ilgi
yine Türk masasına oldu.
Benim
için gezinin en güzel günü, serbest günümüzde Madrid’i ziyaret ettiğimiz gündü.
Çocukluğumdan beri görmek istediğim bir yer olan Madrid, tarihi ögeleri ile
beni kendine hayran bırakan bir şehir oldu. Her köşesini yürüyerek gezmenin de
ayrı bir zevkti denebilir. İçinde o tarihi barındıran sokaklarından yürümek,
lezzetli yöresel yemeklerini denemek… Yeni bir kültürle tanışmak, bu kadar çok
deneyimi bir arada yaşamak benim için çok anlamlıydı.
Her
günümün bir diğerinden güzel geçtiğini söylesem yalan olmayacaktır. Özellikle
Türk ekibinden beraber gittiğim arkadaşlarım çok iyi insanlardı. Onlarla vakit
geçirmeyi çok özlüyorum. Onlarla yemek yemeyi çok özlüyorum. Bunun yanı sıra her
oturduğum yemek masasında farklı farklı ülkelerden yeni insanlarla tanıştım ve
her birinin hayatını dinledim. Şunu söyleyebilirim ki insanların ülkeme karşı
ön yargılı olmasını beklerken herkes çok sıcaktı, hatta ülkemizi ziyaret
etmişlerdi. Proje içerisinde yaş ve etnik köken olarak çeşitlilik olması, her
alanında bizlere yeni bir bakış açısı ve keyifli sohbetler sağladı. Belirli
toplumsal konularda farklı ülke yaklaşımları, ortak kültürel özellikler gibi
sayısız konuda bilgi paylaşımında bulunduk. Ben aralarında yaşça en büyük
olandım, ancak hiçbir şekilde yabancılık hissetmedim.
Bu
projeden geriye kalan en güzel şey ise benim için dostluklardı. Üstüne zaman
geçmiş olmasına rağmen hala iletişimde kaldığım, çok değerli kişilerle
tanıştım. Kendimi bu kadar mutlu hissettiğim dostluk sayısı nadirdir
diyebilirim ki bu proje de bunlardan biri. Şu an biliyorum ki gidecek bir sürü
evim, hatırlayacak bir sürü anım ve gezecek bir sürü şehrim var. Bu proje benim
için hayatımı değiştirecek kadar çok etki yarattı denebilir. Daha bir süredir
tanıdığım insanlar için özlüyorum demek bile ilginç geliyor.
Anka Gençlik Derneği, bana bu unutulmaz fırsatı yaşattıkları için teşekkür ederim. Onların bütün süreçlerde yanımda olması, her zaman bana destek olmaları ve tüm süreçlerde koordinatörlerle beraber hareket etmek çok güzeldi. Bütün korkularımı ve kaygılarımı onlar sayesinde yendim ve çok rahat bir proje süreci yaşadım. Teşekkür ederim Anka Gençlik Derneği, nice projelerde görüşmek dileğiyle…