GENÇLİK DEĞİŞİMİ: FOCUS ON YOUTH AND URBAN VIOLENCE (CAN HACIOĞLU)

HAMBURG : 31.08.2020 – 09.09.2020

Bu projeye katılmam bir gün Facebook ana sayfamda gezinirken şans eseri “Acil Katılımcı Çağrısı”nı görmemle gerçekleşti. Daha önce defalarca yurtdışında bulunsam da bir projede bulunmayı tecrübe etmemiştim. Bir yandan 2020’nin başından beri hayatımıza zincir vuran pandemi sırasında böyle bir etkinliğin nasıl düzenleneceğine dair şüphelerim varken bir yandan da dünyanın bambaşka yerlerinden yepyeni insanlar tanıyıp, onların ülkeleri, kültürleri hakkında yeni bilgiler edinmenin heyecanı içindeydim. Ayrıca yapılacak atölye çalışmaları ve eğitimlerle entelektüel ve akademik bilgi birikimimi geliştirebilecek olmamın da sevincini yaşıyordum.

Projemizin ana konusu en genel anlamıyla Şiddet üzerineydi. Amacı ise şiddetin türlerini ve sebeplerini derinlemesine inceleyerek bunun önüne nasıl geçilebileceğine, insanlar arasında sağlıklı bir iletişimin nasıl sağlanabileceğine dikkat çekmek idi. Ek olarak ilginç bir yaklaşım sergilenerek dans atölyeleri üzerinden kelimelerin, sözlerin tükendiği yerlerde vücut diliyle, göz temasıyla, jest ve mimiklerle bu iletişimi nasıl sürdürebileceğimiz gösterilmeye çalışılacaktı.

On günlük maceramız 31 Ağustos günü başladı. Ekip arkadaşım Musab ile Sabiha Gökçen’de buluşup Hamburg’a uçuşumuzu gerçekleştirdik ve projenin gerçekleşeceği yere ulaştık. Akşama doğru ekipten diğer arkadaşlarım Begüm, Melike ve Emre de ulaştı. Hepsiyle ilk defa proje vesilesiyle tanışmış oldum. Aynı akşam İspanya, Fransa, İtalya ve Romanya’dan da gruplar ulaştı. İlk günümüz tanışma sohbetleri ile geçti ve projenin ilerleyişine dair plan ve programı anlatan küçük bir toplantı yapıldı. İkinci günden itibaren atölyelerimize ve aktivitelerimize başladık. Projenin son günü 9 Eylül’e kadar gruplar halinde bu atölyelerimiz sürdü. Bu atölyelerde zaman zaman şiddetin sebeplerini ve türlerini, zaman zaman ırkçılık, ayrımcılık, eşitsizlik, cinsiyetçilik gibi alt faktörleri derinlemesine tartıştık, yeri geldi kağıt üzerinde şiddetin yer almadığı yeni bir dünya yaratarak hayal dünyamızın sınırlarını zorladık. Bir mülteci, Afrikalı çocuk, şiddet mağduru kadın gibi rollere bürünerek hayata değişik perspektiflerden bakmaya çalıştık. Dans aktiviteleriyle hem güldük eğlendik, hem yeni hareketler öğrendik hem de çiftler halinde dans koreografileri yaparak birbirimizle bir nevi konuşmadan iletişime geçmeye çalıştık. Hayatının neredeyse yarısını hapiste geçirmiş bir insandan, küçük olarak adlandırabileceğimiz suçların kartopu etkisiyle nasıl şiddete evirilebileceğini ve devamında şiddetin şiddeti nasıl doğurduğunu dinledik. Konumuzla alakalı yerel derneklere ziyaretlerde bulunduk. Tüm bunların dışında neredeyse her akşam kültür geceleri düzenledik ve oyunlar oynadık, yöresel tatları deneme fırsatı bulduk. Organizatörler tarafından bir sabah Alster nehrine kano ile kürek çekmeye götürüldük. Tüm yorgunluğumuzu ve stresimizi o gün orada güzel manzara eşliğinde atmış olduk. Boş günümüzde Hamburg’u uçtan uca gezme fırsatını yakaladık ve kırmızı tuğlalı binalarla dolu, sakin Hamburg sokaklarında kendimizi kaybettik.

Bu yaşadığım on gün benim açımdan kesinlikle ömür boyu unutamayacağım bir tecrübe oldu. Herkes bilir ki ilklerin yeri apayrıdır. Bu proje de ilk olması dolayısıyla bende her zaman çok ayrı bir yere sahip olacak. Güzel insanlar tanıyıp, harika vakit geçirdim, kendime çok şey kattım, öğrenirken aynı zamanda eğlendim. Bu güzel projeye ev sahipliği yapan, bizi en güzel şekilde ağırlamaya çalışan, güzel insanlarla dolu Abed e.V. ailesine bir teşekkürü borç bilirim.

Son paragrafımı ve en özel teşekkürlerimi ise bana orada eşlik eden, beraber çalıştığımız sevgili arkadaşlarım Begüm’e, Melike’ye, Enes’e ve Musab’a ayırmak isterim. Sizlerle tekrar bir projede yer almak için can atıyorum. Ayrıca benim bu inanılmaz deneyimi yaşamama vesile olan ve artık bir üyesi olarak yer aldığım değerli ANKA Gençlik Derneği’ne de en içten minnet ve şükranlarımı sunuyorum. İyi ki varsınız… #webringtheworldtogether

Can HACIOĞLU

Write a Message